30 Kasım 2011 Çarşamba

MEDYADA OSMANLI ARŞİVİ -1-


Devlet arşivleri ilgi bekliyor
Milli Gazete
29 KASIM 2011 SAL 00:15
Türkiye'nin yakın ve uzak geçmişine ışık tutacak belge ve bilgilerin saklandığı Arşivler'de çalışanların durumu sıkıntılı. Özellikle personel ihmal edildiği kanısında. İşte çalışanların gözünde kurumun içine düştüğü çıkmaz.
·                   
Tüm dünyada bilgiye erişimde "demokrasi ve açıklık" kavramları ön plana çıkmıştır. Batı ülkelerinde arşivler, Avrupa Birliği müktesebatından olan "bilgi edinme hakkı" ve "haber alma özgürlüğü" gibi konuların temelini oluşturmaktadır.
Arşivler, bir ülkenin tapu senedi, bir milletin kimliği, hakları, hatıratı, maddî ve manevî değerleri ile onu geçmişinden bugününe ve yarınlarına bağlayan temel dayanaktır.
Devlet Arşivleri Genel Müdürlüğü'nde bulunan Osmanlı dönemi belgeleri, Türkiye'nin olduğu kadar, müstakil devlet kurmuş orta ve Yakın Doğu, Balkan, Akdeniz, Kuzey Afrika ve Ön Asya ülkelerinin tarihine kaynak teşkil ettiği gibi, ülkelerin arasındaki problemlerin çözümüne de ışık tutmaktadır.
Cumhuriyet dönemi arşivleri de Millî Mücadele'yi, Türkiye Büyük Millet Meclisi Hükümetleri ile bunların çalışmalarını, Cumhuriyetin ilânını ve Türkiye Cumhuriyeti'nin doğuşunu, yeniden yapılanması ve ortaya koyduğu yenilikleri, geçirdiği çeşitli safhaları ve elde edilen neticeleri gösteren arşivler olması bakımından, üzerinde durulmaya değer nitelik ve zenginliktedir.
Ülkemizde arşiv hizmet ve faaliyetlerinin düzenlenmesine yönelik olarak bugüne kadar çeşitli mevzuat çalışmaları yapılmakla birlikte bu düzenlemeler, arşivlerle ilgili meselelerimizin çözümüne kalıcı katkı sağlayacak yeterlilikte olmamıştır.
Halen yürürlükte bulunan 3473 sayılı "Muhafazasına Lüzum Kalmayan Evrak ve Malzemenin Yok Edilmesi Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin Değiştirilmesi Hakkında Kanun" 9 maddeden müteşekkildir. 7, 8 ve 9. maddelerin, kaldırılan hükümler, yürürlük ve yürütme maddeleri olduğu göz önüne alındığında; kanunda arşiv hizmet ve faaliyetleriyle ilgili olarak 6 madde kaldığı, ihtiyaç duyulan düzenleyici, caydırıcı ve cezaî hükümlerin ise bu maddeler arasında yer almadığı görülmektedir. Mevcut mevzuat, Millî Arşiv hizmet ve faaliyetlerini istenilen amaçlara uygun olarak tanzim etme yeterliliğine ve gücüne sahip değildir. Arşiv Kanunu'nun uygulamalarından elde edilen tecrübeler ışığında ve başta AB ülkeleri olmak üzere, gelişmiş ülkelerin arşivleri de dikkate alındığında, Kurumun mutlaka müstakil bir "Teşkilat  Kanununa" ihtiyacı olduğu anlaşılmaktadır.
Diğer taraftan; ülkemizde arşiv hizmet ve faaliyetlerinin düzenlenmesine yönelik olarak bugüne kadar yapılan yasal düzenlemelerde "Muhafazasına Lüzum Kalmayan Evrak ve Malzemenin Yok Edilmesi" şeklinde adlandırılmış olup, "Arşiv" ve "Belge" ibareleri hiç kullanılmamıştır. Bu da, kanuna muhatap olanlarda yalnızca "evrakların ne şekilde imha edileceği..." yönünde bir izlenim bırakmıştır. Bu sebeple tasarı ilk defa "Millî Arşiv Kanunu" şeklinde adlandırılmıştır.
Başbakanlık Devlet Arşivleri Genel Müdürlüğünde Üniversitelerin Kamu Yönetimi, İktisat, İşletme, İletişim, Tarih, Edebiyat, Arşiv, Sanat Tarihi, Kütüphanecilik, İlahiyat, Doğu dilleri vb. ihtiyaç olan farklı bölümlerinden mezun olanlar çalışmaktadır.  Kurum personeli 1988 yılından beri 3056 sayılı 'Başbakanlık Teşkilat Kanunu'nun 35. maddesine göre 'Sözleşmeli Personel' olarak istihdam edilmiştir. Merhum Özal Hükümetleri konuya ciddi anlamda önem vererek üniversite mezunlarını kuruma kazandırmıştır. O yıllarda alınan personel gazete ilanı ile "Arşiv Uzmanı" unvanı ile alınacağı duyurulduğu ve alındığı halde sözleşmeli personel olarak çalıştırılmıştır. Sözleşmeli Personel yapısı istismara ve keyfi uygulamalara açık bir istihdam şeklidir. Bu kurumda çalışan personel zaman içerisinde göreve gelen Başbakanlık Müsteşarlarının keyfi uygulamalarına maruz kalmışlardır. 1998 ile 2001' li yıllar arasında askerlik görevini yapmak üzere kurumdan ayrılan personel askerlik dönüşünde tekrar görevine başlatılmamıştır. Aynı dönemde memur maaşlarına yansıtılan zam oranı sözleşmeli personelin tamamına aynı oranda yansıtılmamıştır. Personelin bir kısmı İdare mahkemelerinde senelerce süründürülmüştür.
57. Merhum Erbakan Hükümeti, hizmetli sınıfının da altına inen Devlet Arşivlerinde çalışan Sözleşmeli Personel maaşlarında ciddi bir iyileştirme yaparak kurumun yetişmiş personelinin kurumdan ayrılmasının önüne geçmiştir. Merhum Başbakanımız Profesör Doktor Necmettin Erbakan bütün personel tarafından her zaman hayırla yad edilmektedir.
Günümüzde AK Parti Hükümetlerinin Başbakanları tabii olarak arşivlerimizin zenginliğinden, otuzdan fazla ülkenin tarihinin Osmanlı Arşivinde olduğundan, Kerkük Musul'un Filistin'in tapusunun bizde olduğundan gururla bahsetmektedir. Son günlerde Cumhuriyet dönemine ait belgeler bizzat Sayın Başbakan tarafından kamuoyuna açıklanmaktadır. Ermeni meselesinde tüm dünyaya meydan okunmaktadır. Arşivlerimizin açık olduğu yerli yabancı tarihçilerin rahatlıkla arşivlerimizde araştırma yapabileceği vurgulanmaktadır. Cumhurbaşkanımız ve Başbakanımız yurtdışı programlarında gittikleri ülkelere mutlaka geçmişle ilgili bağlarımızı hatırlatmak amacıyla Osmanlı dönemine ait arşiv belgesi hediye olarak götürmektedirler. Başbakanımız şunu unutmamalıdır ki Dersim, İstiklal mahkemeleri, yassı ada ve CHP evrakı gibi yakın döneme ait arşiv belgelerini milletin hizmetine en güzel şekilde hazırlayan arşiv çalışanlarıdır.
Başbakanlık ve Türkiye'deki kamu kurumları arasında müstesna bir yeri olan Devlet Arşivleri 7 yıldır TS EN ISO 9001:2008 belgesini alarak Toplam Kalite Yönetimini uygulayan bir kurumdur. Ak Parti Hükümetinin Osmanlı Arşivleri için Kağıthane ilçesinde çok güzel bir arşiv kompleksi yapması takdir edilecek bir husus olmasına rağmen eksik olan şey yıllardır bu kurumun çilesini çekmiş olan personelin mağduriyetinin bir an önce giderilmesidir.
Yıllardır başına bone, elinde eldiven, yüzünde maske ile sağlıkları pahasına milli hazinemizi kurtarmaya çalışıp araştırmaya açılmasını sağlayan kurum personeline 'Mevsimlik İşçi' muamelesi yapılmaktadır. Yirmi dört yıldır Başbakanlık Devlet Arşivleri çalışanları tam olarak ne olduğu belli olmayan, unvanı bulunmayan bir istihdam maddesiyle mevsimlik işçi gibi çalıştırılmaktadır. İhmal edilen bu insanlar muhafazakâr bir yapıya sahip olmasaydı devletin belgelerinin ne halde olacağını düşünmek bile istemeyiz. Yöneticiler, Devlet arşivlerini hastanelerin, kaymakamlıkların alt katında istendiği zaman dosya bulunmayan   köhne mekanlar olarak, çalışanlarını da asık suratlı kişiler olarak algılamaktan vazgeçmelidirler. Arşivcilik sadece üniversitelerdeki derslerle öğrenilen bir meslek değildir. Arşivcilik birikim isteyen, usta çırak ilişkisiyle öğrenilen gerçek bir uzmanlık alanıdır. Yıllardır çalışanların her biri ayrı bir değer ve birçok çalışmanın kaynağı olmuştur. Kurumun hem mevzuat boşluğunun giderilmesi hem de çalışanların özlük haklarının düzeltilmesi için "Milli Arşiv Kanunu" na ihtiyaç vardır.
Millî Arşiv Kanun Tasarısı İle Getirilen Yenilikleri Kısaca Özetlersek;
Kanun tasarısında "Devlet Arşiv Hizmet ve Faaliyetlerinin" düzenlenmesi ve denetlenmesi ile bu faaliyeti yürütmek üzere Başbakanlığa bağlı, müstakil bir "Devlet Arşivleri Genel Müdürlüğü"nün kurulması amaçlanmıştır.
* Tasarıyla, arşive evrak devreden mükellef kurum ve kuruluşların kapsamı genişletilmek suretiyle Genel Müdürlüğe belge devretmek zorunda olan kurum sayısı artırılmıştır.
* Tasarıda, kurum ve kuruluşlar tarafından yanlış anlaşılmalara meydan vermemek amacıyla standart arşiv tanımları yapılmıştır (arşiv malzemesi, arşiv belgesi, arşivlik belge v.s.).
* Genel Müdürlük, 160 yıllık bir geçmişe sahip olmasına rağmen, ilk defa böylesine kapsamlı bir kanuna kavuşmakla "Kurumsal kimlik" kazanmaktadır.
* Belgenin saklama süreleri ve akıbetinin herhangi bir tereddüde ve inisiyatife mahal vermeden belirlenebilmesi amacıyla, kurum ve kuruluşlara "Saklama Planları", belgeye erişimi kolaylaştırmak üzere de "Dosya Planı" hazırlama mükellefiyeti getirilmiştir.
* Tasarıda arşiv hizmet ve faaliyetlerinin istenilen ölçülerde yürütülebilmesini temin etmek üzere; kurum ve kuruluşlara, kendi hizmetleri sonucunda oluşan arşiv belgeleriyle ilgili "Dosya" ve Saklama" planlarını oluşturma zorunluluğu getirilerek, daha düzenli kurum arşivlerinin kurulması yönünde adım atılmıştır.
* Mükellefler dışında gerçek ve tüzel kişilere çeşitli yollarla geçmiş olan, devlete ait arşiv belgelerini bulunduramayacakları, bu tür belgeleri satın alamayacakları, satamayacakları, ticarî amaçla kopyalarını araştırmacılara açamayacakları açıkça hükme bağlanmıştır.
* Arşivlerle ilgili görevlerini yerine getirmeyerek, belgelerin yok olmasına sebep olanlar, arşiv belgelerini çalanlar, satanlar, bilerek satın alanlar, kasıtlı olarak tahrip edenler ve arşiv belgelerini izinsiz olarak bulundukları yerlerin dışına veya yurtdışına çıkaranlar hakkında ağır cezaî müeyyideler getirilmektedir. Ayrıca elinde devlete ait arşiv belgesi bulunanların, bu belgeleri iki yıl içerisinde Devlet Arşivleri Genel Müdürlüğü'ne devretme mecburiyeti getirilmiştir.
* Özelleştirilen ve ilga edilen mükellef kurum ve kuruluşlara ait belgelerle ilgili hükümler konulmuştur.
* Kurum ve kuruluşların mevzuattan kaynaklanan yükümlülüklerini yerine getirip getirmediği konusunda Devlet Arşivleri Genel Müdürlüğü'ne denetleme yetkisi verilmektedir.
* Bu kanun tasarısı sayesinde "Genel Kadro ve Usulü Hakkında Kanun Hükmünde Kararname"deki cetvele "Arşiv Uzmanı" ve "Arşiv Uzman Yardımcısı" kadroları eklenmektedir. Ayrıca bu tasarı ile diğer kurumlar da "Arşiv Personeli" istihdam etme imkânına kavuşmaktadırlar.
* Bugüne kadar yürürlüğe konulan mevzuatta caydırıcı müeyyidelere yer verilmezken, bu tasarıda yükümlülükler belirlenerek, bunların ihmali karşısındaki cezaî müeyyideler açık hükümlerle ifade edilmiştir.
* Teknolojik gelişmeler paralelinde elektronik ortamlarda teşekkül edebilecek e-belgelerin belirli standartlarda oluşması ve arşivleme prensiplerinin uygulanması konularında da Genel Müdürlüğün etkinliği artırılmıştır.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder