30 Kasım 2011 Çarşamba

MEDYADA OSMANLI ARŞİVİ -2-

Bunlar da Türkiye'nin gerçeği

Milli Gazete 28 KASIM 2011

CHP'li Hüseyin Aygün'ün "Atatürk, Dersim Katliamından haberdardı" çıkışıyla başlayan tartışmalar Türkiye'nin yakın geçmişine projektör tuttu. Türkiye 1937-1938 yıllarında Dersim'de neler yaşandığını yeni yeni öğrenirken, 1920-1927 yılları arasından görev yapan  İstiklal Mahkemeleri'nin katlettiği binlerce insanın akıbeti henüz gün yüzüne çıkmış değil.
Çoğu insanın sırf Müslüman kimliğinden dolayı asıldığı İstiklal Mahkemelerinin Dersim'den daha büyük facialara sebep olduğu bilinen bir gerçek. Şapka dayatmasına karşı çıktığı için idam edilen İskilipli Atıf Hoca, İzmir'de asılan İsmail Canbulat, cinayete kurban giden Ali Şükrü Bey bu karanlık dönemde katledilen binlerce isimden sadece birkaçı.

Arşivlerin tamamının açılması gerekiyor

Marmara Üniversitesi Tarih Bölümü Öğretim Görevlisi Prof. Dr. Vahdettin Engin, sadece Dersim olayları değil, İstiklal Mahkemesi arşivlerinin de açılması gerektiğini söyledi. Engin, "Tarihimizle yüzleşmemiz için sadece Dersim olaylarının değil, İstiklal Mahkemeleri'nin idamlarının da arşivleri açılmalıdır. O zaman binlerce insan sorgusuz sualsiz asıldı. İskilipli Atıf Hoca, Ali Şükrü Bey cinayeti, İsmail Canbulat'ın idamı da var. Bütün bunların açılması gerekir" dedi.

Dindarlar  çok ciddi şekilde ezildi

Sosyolog - Yazar Ali Bulaç, "İstiklal Mahkemesi arşivleri mutlaka açılması gerekiyor. Ancak bu da yetmez Cumhuriyet arşivlerinin hepsi açılması gerekiyor. İç işleri arşivi, Dış işleri arşivi, Başbakanlık arşivi ve Genelkurmay Başkanlığı'nın arşivlerinin hepsi açılması gerekiyor. O zamanlarda mağdur ve eziyet edilenlerin arşivleri tamamının açılmasıyla insanlarımız tarihleriyle yüzleştirilmeli. O dönemlerde Kürtler ve Aleviler mağduriyete uğradı. Dindarlara da çok ciddi bir şekilde eziyetler edildi."

İskilipli Atıf Hoca

İskilipli Atıf Hoca, Şapka Kanunu'na muhalefet ettiği gerekçesiyle 1926 yılında İstiklal Mahkemeleri'nde yargılanıp idam edildi. İslam Teali Cemiyeti'nin kurucuları arasında yer alan Atıf Hoca, Milli Mücadele karşıtı bir beyannameyi desteklemediğini açıklamasına rağmen 26 Aralık 1925'te gözaltına alındı. 26 Ocak 1926'da Ankara İstiklal Mahkemesi'nde yargılanan Atıf Hoca için savcılık 3 yıl hapis cezası istedi. Ancak Mahkeme Başkanı Kel Ali lakaplı Ali Çetinkaya, müdafaa yapmaya gerek görmeyen İskilipli Atıf Hoca'yı idama mahkûm etti.

Ali Şükrü Bey

1884-1923 yılları arasında yaşayan siyaset adamı Ali Şükrü Bey, 1904'te Heybeliada'daki Bahriye Mektebi'ni bitirerek bahriye erkanıharp subayı olarak göreve başladı. 1909'da kurulan Osmani Muavenet-i Milliye Cemiyeti'nin ikinci başkanı oldu ve Donanma dergisini çıkardı. İttihat ve Terakki'ye karşıydı. 1920'de son Osmanlı Meclis-i Mebusanı'nda Trabzon mebusu olarak siyasal yaşama atıldı, Meclis'in geçici olarak da olsa kapatılmasına karşı çıktı.

İsmail Canbulat

1912 yılında İzmit milletvekili olarak mebuslar meclisine giren İsmail Canbulat, Balkan Savaşı'na gönüllü yedek subay olarak katıldı. Savaştan sonra Emniyet Genel Müdürlüğü ve İstanbul Valiliği yaptı. 1923 yılında TBMM II. dönem İstanbul milletvekili oldu. Rauf Bey'le birlikte Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası'nın kurucusu ve yöneticileri arasında yer aldı. 1926 İzmir suikastının ardından tutuklandı. İzmir'de Atatürk'e düzenlenen suikastla ilgisi olduğu iddiasıyla İzmir'de İstiklal Mahkemesi kararıyla 1926'da asılarak idam edildi.
Türkiye 1937-1938 yıllarında Dersim'de neler yaşandığını yeni yeni öğrenirken, 1920-1927 yılları arasından görev yapan İstiklal Mahkemeleri'nin katlettiği binlerce insanın akıbeti henüz gün yüzüne çıkmış değil. Yargısız infazların yapıldığı, çoğu insanın sırf Müslüman kimliğinden dolayı asıldığı bu mahkemelerin Dersim'den daha büyük facialara sebep olduğu bilinen bir başka gerçek. Buna rağmen hala İstiklal Mahkemeleri'ne ilişkin bir çalışma yapılmış değil. İstiklal Mahkemeleri'nin katliamlarına ışık tutacak Devlet Arşivleri, Genelkurmay Arşivleri, hal kapalı. Toplumu yeniden dizayn etmek, baskı altına almak ve muhalefeti yok etmek için kurulan bu mahkemelerin hukuki dayanaktan yoksun oldukları ve hukuku işletmek için değil gasp etmek için kurulduğu da gerçeğin bir başka boyutu. STK'lar, akademisyen ve yazarların ortak görüşü o döneme ait arşivlerin açılarak karanlık bir dönemim aydınlığa çıkarılması yönünde.

Cumhuriyet arşivlerinin tamamen açılması gerekiyor

Marmara Üniversitesi Tarih Bölümü Öğretim Görevlisi Prof. Dr. Vahdettin Engin ise, sadece Dersim olayları değil, İstiklal Mahkemesi arşivlerinin de açılması gerektiğini söyledi. Engin, "Tarihimizle yüzleşmemiz için sadece Dersim olaylarının değil, İstiklal Mahkemelerinin idamlarının da arşivleri açılmalıdır. O zaman binlerce insan sorgusuz sualsiz asıldı. İskilipli Atıf Hoca, Ali Şükrü Bey cinayeti, İsmail Canbulat'ın idamı da var. Bütün bunların açılması gerekir. İstiklal Mahkemesinin arşivlerinden bir kısmı basına yansımıştır. Ancak bunların tamamı açılmalıdır. Çünkü basına yansıyanlar bunların bir kısmı ve yeterli bilgi verilmiyor. İstiklal Mahkemesi arşivleri 1921'den bu yana var. Bütün kapalı arşivlerin açılması gerekiyor. Buna İstiklal Mahkemesi arşivleri de dahil olmak üzere. Sadece Dersim veya İstiklal Mahkemesi arşivleri değil Cumhuriyet arşivlerinin de tamamı açılması gerekiyor." diye konuştu.

İstiklal Mahkemesi arşivleri mutlaka açılmalıdır

Dersim olaylarından sonra İstiklal Mahkemesinin Arşivleri de açılması gerekiyor diyen Sosyolog - Yazar Ali Bulaç ise, "İstiklal Mahkemesi arşivleri mutlaka açılması gerekiyor. Ancak buda yetmez Cumhuriyet arşivlerinin hepsi açılması gerekiyor. İç işleri arşivi, Dış işleri arşivi, Başbakanlık arşivi ve Genelkurmay Başkanlığının arşivlerinin hepsi açılması gerekiyor. O zamanlarda mağdur ve eziyet edilenlerin arşivleri tamamının açılmasıyla insanlarımız tarihleriyle yüzleştirilmeli. O dönemlerde Kürtler ve Aleviler de mağduriyete uğradı fakat dindarlara da çok ciddi bir şekilde eziyetler yapıldı. İstiklal Mahkemesi arşivleri açılarak bunlar gün yüzüne çıkmalıdır. Çünkü bu büyük rahatsızlık veren bir şey. Cumhuriyet arşivlerinin tamamı açılarak insanlar tarihleriyle yüzleşmesi gerekiyor." şeklinde konuştu.

O mahkemelerde yargısız infazla yapıldı

İstiklal Mahkemesi arşivlerinin açılması konusunda görüşlerini gazetemize anlatan Mazlumder Genel Başkanı Ahmet Faruk Ünsal şöyle konuştu: "Son zamanlarda gündeme gelen Dersim olayları evet çok önemli. Ve devlet bu konuda özür diledi. Ancak devletin o kadar çok özür dilemesi gereken yer var ki sayılamaz. Ancak bir dersim olayı diye tutturdular o şekil gidiyor. Dersim sadece daha bunlardan biriydi. İstiklal Mahkemesi'nin arşivleri tabi açılması lazım. Hem de tamamı açılarak vatandaşlar tarihiyle yüzleşmesi gerekiyor. O zamanlar binlerce insan sorgusuz sualsiz idam edildi biz sadece anlatılanları dinleyerek bilgilendiriliyoruz. Devlet İstiklal Mahkemesi arşivlerini açarak bizi geçmişimizle yüzleştirmesi gerekiyor. Dersim olaylarını gündeme taşıdı, İstiklal Mahkemesi Arşivlerinin de açılarak gündeme getirilmesi gerekiyor."

Kemalizm'i korumak için kuruldu

Tarihçi Yazar Cezmi Yurtsever, "İstiklal Mahkemesinin kurulmasındaki amaç Kemalizm'i korumaktı. O yılarda dindar insanlar ezildi, Kürtler ezildi yani vahşi bir uygulama gerçekleştirildi. Bunlar uluslar arası hukuka aykırıdır. Şeyh Sait olayları halen tam manasıyla aydınlanmış değildir. Mahkemelerin geçmişte yaşanan bu uygulamalara ilişkin soruşturma açması gerekiyor. En azından 1960'a gelinceye kadar geçen sürede yaşananlara ilişkin bunu yapabilir. Çünkü İstiklal Mahkemelerinde hukuk adına haksızlıklar yapımlı,  binlerce insan yargılanarak suçsuz yere idam edilmiştir. İnsanlar tarihleriyle yüzleşmesi lazım. Milletin aydınlandırılması gerekiyor." ifadelerini kullandı

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder